MATEMATİK DERSİ VE OLASILIK KONUSUNUN
GÜNLÜK HAYATLA İLİŞKİLENDİRİLEREK ÖĞRENCİLERE VERİLMESİ
BURAK SABANCILAR
Adnan Menderes Üniversitesi Matematik Bölümü
ÖZET
Bu makalede,
ülkemizde matematik dersinin zorluklarından ve öğrencilerin bu dersi neden
sevmediklerinden bahsedilecektir.Özellikle Matematik dersinin konularından biri
olan olasılığın öğrencileri aktarılmasında ki etkin yollar üzerinde durulacak
ve öğrencilere bu konu aktarılırken günlük hayatta karşılaştığımız bazı
durumlarla bağdaştırmalar yapılacak, daha sonra bu ilişkilendirmelerle
öğrencilerin bu konu üzerinde dikkatlerinin nasıl etkilendiği incelenecektir.Bu
makale öğrenciler üzerinde yapılan bir çalışma ile desteklenmiştir.
ANAHTAR KELİMELER: Olasılık, şans, günlük hayatta ihtimaller,
matematiğin zorlukları
GİRİŞ
Matematik tüm pozitif
bilimlerin temelini oluşturur. Her yerde karşımıza çıkabilir çünkü hemen hemen
tüm yapıların çalışma mantığını ancak matematikle anlayabilme gibi bir
durumumuz vardır. Ülkemizde eğitim sisteminden olsa gerek matematik pek
sevilmez bu çok büyük bir eksikliktir çünkü daha eğitimin ilk basamaklarından
itibaren ezberci bir mantıkla matematiğe yaklaşılmakta bu da ileriki
seviyelerde sadece ezber ile matematiğin yapılamayacağını anlaşıldığında
matematiğe karşı bir antipati oluşmasına neden olmaktadır.
MATEMATİK NEDEN SEVİLMEZ?
Bir çok insan için
matematik, anlaşılması güç, anlaşılamadığı için can sıkıcı, insanda korku
uyandıran bir etkinlik olarak görülmüştür. Matematik öğretiminde öğrenci
başarısı genel olarak düşük olmakta ve bu başarısızlığa bağlı olarak da
öğrenciler matematiğe karşı olumsuz bir tutum geliştirmekte, matematik pek çok
öğrenci için korkulu bir rüya haline gelmektedir. Bu durumun nedenleri arasında
matematik öğretiminde başvurulan yöntemlerin yeri büyüktür (Baykul, 2003).
Matematiksel yeterliklerin kazandırılması, matematiğin zor bir ders olduğu
kanısının değiştirilmesi ve öğrencilerde matematiğe karşı olumlu tutum
geliştirilmesinde, matematiğin farklı yöntemlerle işlenmesi etkili bir yöntem
olabilir (Soylu, 2001).
Matematikte öğrenci performansı ile ilgili faktörler
açısından ülkemizi ilgilendiren bazı ayrıntıların incelendiği PISA raporunda
(EARGED, 2005) ulaşılan sonuçlara göre; 15 yaş grubu öğrencilerimizin
matematiğe karşı ilgisi, güdüsü, okula ve derse karşı tutumu ve özgüveni OECD
ortalamalarına yakın olmakla birlikte matematikte kendilerini yeterli görme
bakımından OECD ülkelerinin gerisinde kalmakta; matematikte önemli ölçülerde
kaygı ve sıkıntı duymaktadırlar. Türkiye'nin 15 yaş grubu öğrencilerinin
ortalama performansı, PISA değerlendirmesine katılan tüm OECD ülkelerindeki
öğrencilerin performansından düşüktür. OECD ülkelerindeki öğrencilerin sadece
yüzde 21'i en düşük veya bundan daha düşük başarı düzeyinde değerlendirilirken,
Türk öğrencilerin yarıdan fazlası bu gruba girmiştir (Dünya Bankası, 2005).
Türkiye'nin matematik puanı bakımından 40 ülke arasından 28. olduğu
görülmektedir. TIMSS (EARGED, 2003) raporu ile ilgili olarak da, öğrencilerimizin
matematik ortalaması uluslararası ortalamanın altındadır.
Bu durum
ülkemizdeki matematik eğitiminde başarıyı ve olumlu tutumların geliştirilmesi
ile ilgili olarak araştırmalar yapılmasını ve matematiğin öğretilmesine ilişkin
çeşitli seçeneklerin geliştrilmesini zorunlu kılmaktadır.
Biraz
olasılıktan söz edecek olursak,
Şimdi Matematik
dersinin önemli konularından biri olan olasılıktan bahsedecek olursak, bu konu
matematiğin en eğlenceli konularından biri olarak hocalar tarafından her ne
kadar nitelendirilse de öğrenciler tarafından her zaman zorlanılmaktadır.Bu
konunun daha iyi anlaşılabilir hale getirilmesi için öğrencilerin ilgisini
çekebilecek günlük hayattan örnekler vererek
konuya başlangıç yapmak öğrencilerde bu konuya ilişkin ilgileri
uyandırabilmektedir.Eğer ilgi çekici örnekleri öğrenciye aktarabilmenin
etkileyici yollarını bulabilirsek öğrenciler konuyu daha dikkatli dinleyecek ve
konu onlara sıkıcı bir boyut olmaktan çıkıp sonunu görmeye çalışacakları bir
hikaye gibi gelecektir.Bu sayede öğrencilerin hem matematik dersine hem de
olasılık konusuna karşı olan ilgileri bir nebzede olsa artacaktır.
Aşağıda, Olasılıksız kitabından derlediğim
müthiş bir bölüm var.
‘’Gelin, olasılıktan söz edelim. İlk önce, olasılık dediğimiz
en sık akla gelen çekilişlerden,
piyangodan söz edelim.
Amerika'daki en büyük piyangoyu, Powerball'ı kazanabilme
olasılığı 120.000.000'da 1'dir. Powerball'ın ilk oynanmaya başlandığı 1997'den
beri elliden fazla insan bu olasılığı alt üst ederek büyük ikramiyeyi
kazanmıştır. Onlar, bu gezegendeki en şanslı, en zengin insanlar arasındadır.
Onlardan nefret ederim. Ama konumuz bu değil.
Şimdi de düşük
olasılıklı bir olaydan bahsedelim: Dünyaya dev bir göktaşı çarpacak ve uygarlık
yok olacak. Jeofizikçilere göre, her yıl bunun olma olasılığı milyonda bir.
İnsanoğlunun
atalarını da hesaba katarsa, yedi milyon yılı aşkın bir süredir bu gezegende
varlığımızı sürdürdüğümüze göre, bir gök taşının bu güne kadar bizi yok etmiş
olma olasılığı yüzde yedi yüz. Yani anlayacağınız, bir kere değil, yedi kere
ölmüş olmalıydık şimdiye.
Ama, çoğunuzun bildiği gibi, insanoğlunun yazılı tarihinden
bu yana yok olmadık.
Ne demeye
çalışıyorum sizce? Bir gök taşı bizi yok edecek demeye çalışmıyorum. Düşük
olasılıklı olaylar hakkında bir yorumda bulunmaya çalışıyorum, kıssadan hisse
şudur; Her an her şey olabilir.’’
Bu şekilde bir
kitaptan ders anlatılırken giriş yapmak öğrencilerde oldukça büyük bir ilgi
uyandıracaktır veya yine aynı şekilde derse giriş yaparken,
‘’ Bir sabah, yıllardır görmediğiniz bir arkadaşınızı
düşünerek uyandınız. Bir saat sonra, onunla sokakta karşılaştınız. Sizce bu
sadece bir tesadüf mü, yoksa çok daha farklı bir anlamı olabilir mi? Siz hiç
Loto’da büyük ikramiyeyi kazanmadınız. Ama birileri kazanıyor. Hem de sürekli!
Onlar sizden daha mı şanslılar?
Şans nedir gerçekten? İçinizde bütün parayı kırmızıya
yatırmanız gerektiğini söyleyen bir his var. Bu his bir öngörü müdür? Yoksa
daha fazlası mı?
Yolda gidiyorsunuz. Kafanızı çevirip yandaki küçük parkta
baktınız ve bir anda bu anı daha önce de yaşamış olduğunuzu hissettiniz. Evet,
Deja Vu. Sizce nedir Deja Vu; Geçmiş mi, rüya mi yoksa geleceği mi
görüyorsunuz?(Adam Fawer-Olasılıksız Kitabından)’’ şeklinde giriş yapılarak
öğrencilerde dikkat uyandırılabilir.Bu yönde yapılan çalışmalar ile öğrencilere
olasılık konusunda ilgi oluşturabiliriz.
ÇALIŞMANIN AMACI VE MODELİ
Araştırma, lise
öğrencilerinin Matematik dersi Olasılık konusunun günlük hayatla
ilişkilendirilerek öğrencilerin bu konuya ilgilerini çekmek ve daha iyi
öğrenmelerini sağlamak amacıyla yapılmıştır.
Çalışma Grubu
Bu çalışma zaman ve
maliyet kısıtından dolayı, Aydın ilinde yer alan Aydın Mesleki ve Teknik
Anadolu Lisesinde gerçekleştirilmiştir.Çalışma gündelik örnekler verilerek,
okulun 9-D sınıfındaki 27 öğrencisine uygulanmıştır.
BULGULAR
Çalışmaya katılan 27
öğrencinin 1’i kız, diğer 26 öğrenci ise erkeklerden oluşmaktadır.Çalışma
sırasında olasılık konusu anlatılmaya başlanırken ‘’Sayısal lotoyu tutturma
ihtimalimiz kuponu yatırmaya giderken arabanın bize çarpıp ölme ihtimalimizden
daha düşüktür.’’ örneği verilmiş ve en başlarda derse ilgisiz olan öğrencilerin
ilgilerini çeken bu gündelik yaşamdan örnek ile derse katılımları
gözlemlenmiştir.
SONUÇ VE TARTIŞMA
Öğrencilerin bir
alanda başarılı olup olmamaları onların ilgilerini çeken örneklere, günlük
yaşamda karşılaştıkları olaylardan yola
çıkılmasına bağlıdır.Bir eğitimci öğrencilerinin dikkatini çekebilecek
örnekler vererek onlara her konuyu sevdirebilmeli, onların ilgilerine yönelik
eğitim verebilmelidir.Kısaca öğrencilerin Matematik dersinin olasılık veya
herhangi bir konusunda başarılı olmasında ki en önemli faktörlerden biri
onlarda ilgi uyandıracak gündelik yaşamdan örnekleri verebilmektir.
ÖNERİLER
Liselerde Matematik eğitiminin planlanması ve
uygulanmasında öğrenci istek, ilgi ve dikkatlerini çekebilecek olan örneklerin
dersin başında öğrenciye verilmesi gerekir.
KAYNAKLAR
Adam
Fawer-Olasılıksız Romanı
İfade Kullanİfade Kullan