MATEMATİK KAYGISI VE KORKUSU İLE MÜCADELE YOLLARI

       

          ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ
                   MATEMATİK BÖLÜMÜ

MATEMATİK KAYGISI VE KORKUSU İLE MÜCADELE YOLLARI

FEYZULLAH YETİŞ                         CENGİZ MERİÇ                   
fsmfeyzullah.yts@gmail.com                 cengizceno07@hotmail.com

                                      






MATEMATİK KAYGISI VE KORKUSU İLE MÜCADELE YOLLARI


ÖZET
Bu makalede, öğrencilerin matematik eğitimine ve başarısına dair duydukları korku ve kaygı ile ilgili yapılmış çalışmalar incelenmiş olup, elde edilen sonuçların ışığında, matematiğin yol açtığı kaygının yapısı ve sebepleri hakkında bilgiler verilecektir. Matematik dersinin öğrenciler üzerindeki korku ve kaygı etkileriyle, bu etkilerin giderilmesinde kullanılan teknikler ve sonuçlar tartışılacaktır. Son olarak da, öğrenci, öğretmen, okul yönetimi ve velilere bu tür kaygılarla nasıl başa çıkabileceklerine dair bir takım tavsiyeler sunulacaktır.
Anahtar Kelimeler: Matematik kaygısı, matematik korkusu
GİRİŞ
Ülkemizde ve tüm dünyada öğrencilerin eğitim hayatına başladıkları andan itibaren derslere ve öğretmenlere karşı benimsedikleri tavırlar onların eğitim hayatlarındaki yol haritaları olmuştur. Bu tavırlar olumlu olduğunda öğrencinin derse ve öğretmene olan sempatisi artarken olumsuz olduğunda derse ve öğretmene olan sempatisi azalmaktadır. Bununla birlikte öğrencide oluşan olumsuz tavırlar   öğrencinin okula, öğretmene ve derse karşı korku geliştirmesine neden olurken bu durum da başarısızlığı tetikleyecektir. Bu nedenle öğretmenlerin öğrencilerle iletişimi hem kendilerini sevdirmeleri hem de dersi sevdirmeleri açısından önemlidir.  
 Yurtiçi ve yurtdışında yapılan birçok araştırmada öğrencilerin derslere karşı tutum ve kaygı düzeylerinin öğretmen davranışlarından ve öğrencinin öğretmene yönelik görüşlerinden etkilendiğini ortaya koymaktadır. Özellikle öğrencilerin matematik dersini sevmediğini, matematik kaygı düzeylerinin yüksek olduğu ya da matematik dersine yönelik tutumlarının beklendik ölçüde olmadığını gösteren birçok çalışma bulunmaktadır. Bunun nedeni olarak matematik dersinin zor olması, ders müfredatının ağır olması, sınavlarda yer alan sınav sorularının zor olması ya da öğrencilerin yeterince matematikle meşgul olmamaları, matematik dersine yeterince çalışmamaları neden olarak gösterilebilir.
 Matematik başarısını etkileyen faktörleri on başlıkta toplayabiliriz. Cinsiyet, anne-baba eğitim düzeyi, sosyoekonomik düzey, öğretmen yeterlilikleri, uygulanan öğretim stratejileri ve teknikleri, okulun fiziksel olanakları, müfredat programı, çok ve disiplinli çalışma, dersi iyi dinleme ve matematiksel zekâ olarak sıralanabilir.  
Bunlara ek olarak matematik korkusu da dikkat çeken bir diğer faktörde. Çoğu insan öğrenim hayatı boyunca matematik dersinden kaçınmış, matematik dersinden korkmuştur. Bu korkuları onları başarısızlığa götürdükçe korkunun düzeyi de artmıştır.
  Matematik korkusunun oluştuğu en kritik dönem olarak 9- 11 yaşları gösterilebilir. Bu dönem öğrencinin kişisel gelişimini tamamladığı evredir.



  İlköğretimin ilk yıllarında öğrenciye rol model olan öğretmen matematiğe karşı olumlu bir tutum geliştirmişse, öğrenci de matematiğe karşı olumlu tutum geliştirecektir. Yapılan araştırmada matematik kaygısının nedenleri arasında öğretmenin ilk sıralarda yer aldığı tespit edilmiştir. Öğretmenin dersi işleyiş şekli, öğrenciye karşı davranışları, alan bilgisine ait yeterlilikleri, konuşması öğrenciyi etkileyebilir. Öğrenciyi derste rahatsız eden bir tutum ya da davranış, öğrencide matematik dersine karşı olumsuz bir tutum gelişmesine neden olabilir. 
   Yapılan bir araştırmaya göre 9. ve 10. sınıfta öğrenim gören 49 öğrencinin matematik kaygılarını matematik öğretmeninin sevme durumuna göre incelemiştir. Matematik öğretmenini seven öğrencilerin matematik kaygı düzeylerinin matematik öğretmenini sevmeyen öğrencilere kıyasla istatistiksel açıdan daha düşük olduğu gözlenmiştir. 
Yapılan çalışmalar ışığında hazırlanan bu çalışma öğrencilerin matematik öğretmenlerine yönelik görüşlerinin belirlenerek matematik korku düzeyleri arasındaki ilişkinin tespit edilmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Bu ilişkinin tespit edilmesi öğretmenlerin ders içindeki tutum ve davranışlarını etkileyebilir ve öğrencilerin matematik öğretmenlerine yönelik görüşlerinin daha olumlu olmasına neden olabilir. Bunun sonucunda da matematik korku düzeyinin düşmesi öğrenci başarısını artırabilir. Bu nedenle araştırmanın amacı öğrencilerin matematik korku düzeyleri ile matematik öğretmenlerine yönelik görüşleri arasındaki ilişkinin belirlenmesidir

Araştırma Modeli ve Araştırma Grubu
 Bu araştırmada  tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemini, 2015–2016 eğitim öğretim yılında Aydın ili Efeler ilçesinde bulunan Anadolu lisesi, Meslek lisesi ve Düz  lisesinde eğitim gören toplam 93 lise öğrencisi oluşturmaktadır. Bu öğrencilerin okul türü, cinsiyet ve sınıf düzeylerine göre dağılımları Tablo 1.a ve Tablo 1.b’ de verilmiştir
Tablo 1.a. Öğrencilerin okullara göre dağılımları
 Okul Türü
  Erkek
      Kız
  Toplam
 Anadolu lisesi
13
16
29
 Meslek lisesi
17
12
29
 Düz lise
15
20
35
Toplam
45
48
93

Tablo 1.b. Öğrencilerin sınıf düzeylerine göre dağılımları
Sınıf düzeyi
Erkek
Kız
Toplam
 9. sınıf
14
15
29
10. sınıf
12
13
25
11. sınıf
10
9
19
12. sınıf
9
11
20
Toplam
45
48
93



Verilerin Analizi
Araştırmada elde edilen verilere göre , Anadolu  lisesindeki 9. , 10. ,11. ve 12. Sınıfta ki kız ve erkek öğrencilerin düz ve meslek lisesindeki öğrencilere göre , matematik kaygılarının daha düşük olduğu gözlemlenir.
Bulduğumuz verilerin analizi sonucunda ortaya çıkan öğrencilerin matematik kaygısı sorunsalının tedavisini şu şekilde açıklayabiliriz.
MATEMATİK KAYGISININ TEDAVİSİ
  Matematik kaygısı olan öğrencilerin tedavi yöntemleri şöyle sıralanabilir.
1.    Öğrencinin, ailenin kendisi üzerindeki desteğini hissetmesi , güvende olduğunu bilmesi
2.      Öğretmenin kendi alanında yeterli donanıma sahip olup , öğrenciye bunu hissettirmesi
3.    Öğretmenin , öğrenciye dersi sevdirme noktasında uyguladığı öğretim teknik ve stratejilerin iyi olması.
4.     Öğrencilerin matematiği sevme noktasında ,okulun  fiziki şartların uygun olması ve matematiği zevkli , anlaşılır hale getirecek materyallerin kullanılması
5.    Bir yıllık müfredatta öğrencilerin matematiğe kaygılı gözlerle bakmak yerine müfredatın bir disiplin içinde  daha basit ve anlaşılır şekilde düzenlenmesi
6.    Matematik düzeyleri farklı olan öğrenciler arasında koordineli bir çalışma yürütülerek , matematik kaygısı az olan öğrencilerle , matematik kaygısı olmayan öğrencileri iş birliği içerisinde , kaygılarının azalması için çabalamak ve matematik kaygısı çok olan öğrencilerle matematik kaygısı az olan öğrencilerin iş birliği içerisinde kaygıların azalması için çabalamak.
          SONUÇ
Bugün itibariyle,  yaşanan hızlı teknolojik ve bilimsel gelişmeler ışığı altında, matematik öğretimi ve matematik becerilerinin kazanılması eskisinden daha da önemli bir hale gelmiştir. Bunların yanında, en basitinden bugün için hala öğrencilerin, tüm eğitim hayatı boyunca sağlayacakları okul başarısında ve meslek seçimlerinde nasıl bir tercihte bulunacağı gibi oldukça kritik konuların tespitinde, matematik başarı düzeyi çok büyük öneme sahip olmaya devam etmektedir. Tüm bu sebeplerden dolayıdır ki, matematik başarısının önündeki engelleri bilmek ve onları kaldırmak, başarılı bir öğrenim hayatı ve iyi bir kariyer için büyük öneme sahip olmaktadır. Bu bahsi gecen başarı engellerinin başında da hiç kuşkusuz matematik kaygısı gelmektedir.
Matematik kaygısı denilen ve matematiksel problemlerin çözümüne mani olan gerginlik ve kaygı duygusu  olarak tanımlanan bu durum, üzerinde büyük bir ciddiyet durulması gereken önemli bir problem olarak karşımıza çıkmaktadır. Zira kaygı nedeniyle, matematiğe karşı oluşturulan bu tip olumsuz tutumlar, özellikle öğrencilerde bulunan matematik yeteneklerin ortaya çıkışını da etkileyen önemli bir faktördür. Böyle bir kaygının etkisi altında kalan öğrenciler istenilen düzeyde matematik bilgisi edinememekte ve edindikleri
matematiksel bilgileri anlamadan, özümsemeden, kavramadan     ezberleme yoluna gidebilmektedirler.Matematik kaygısının, bilinen genel etkilerinin yanı sıra, uzun vadede çekingenlik, özgüven kaybı, aşağılık duygusu gibi etkileri de olabilmektedir. Bu sebeple, söz konusu matematik kaygısı ne kadar erken teşhis edilir ve tedavisine başlanırsa o oranda da başarı şansı artacaktır.

KAYNAKÇA

·       Aydın, B. (2003) "Bilgi Toplumu Oluşumunda Bireylerin Yetiştirilmesi ve Matematik Öğretimi" Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi
·       Matematik Korkusunda Öğretmen Rolü. Muğla Üniversitesi Eğitim Bilimleri Kongresi Bildiri Kitabı. İstanbul: 2006.
 matematik-neden-sevilmez.html                                                                                 

Unknown
Unknown